Ülkemizde bir çok alternatif mekan sunan kış aylarının vaz geçilmez sporu kayak için her yıl yaptığımız dan farklı olarak bu yıl kayak pistleri ile adını duyurmuş Bulgaristana gitmeye karar verdik.
Bulgaristan
kayak sporu konusunda bir çok alternatif sunuyor meraklılarına. Biz tercihimizi
Bansko dan yana yaptık. Günümüz ulaşım koşullarının rahatlığı ve
alternatiflerinden dolayi artık neredeyse otobüsü pek kullanmazken bu kez
arkadaşlarımızla planladığımiz bu seyahatte biraz nostalji biraz eğlence olsun
mantığı ile otobüslü bir tur satın aldık.
Aksam
saatlerinde basladigimiz yolculuğun 11 saat sonra sabah Bansko ya variş ve
otele yerleşme ile devam etti. İşin açıkçası otobüs yerine uçak tercihimizi
kullansak daha rahat ve keyifli olurmuş demekten kendimi alamadım.
Her
zaman yaptığımız gibi önce bir şehir haritası edinerek başladık Bansko şehir
turumuza.
Kasaba;
eski ve yenişehir diye adlandırılan iki bölümden oluşuyor. Genelde
oteller yeni bölümde. Cafeler, restaurant, bar ve hediyelik eşya satan yerlerle
görmeye çok alışık olduğumuz bir şehir görüntüsü çiziyor. Gece hayatı son
derece aktif olan şehirde hemen hemen tüm restaurantlar ve cafeler yeme içme
konusunda güzel alternatifler sunuyor.
Mekanların
hemen hepsi birbirinden keyifli hepsinin ayrı bir konsepti ve yemek anlayışı
var. Şöyle atıştırmalık birseyler olsun üstüne çayımı kahvemi de içelim derseniz
sahibi türk olan Succuk’u tavsiye ederim. Sahibi Alper güler yüzü ve hoş
sohbeti ile sizi görmekten mutlu olacaktır.
Yeni
şehrin ana caddesinde dükkanlara bakarken bir de bakmissiniz eski şehrin
sokaklarındasınız. Yeni ve eskinin birbirinin devami olarak konumlandigi
sehirde, dokunun değişmesi ile nerede olduğunuzu anlamamanız imkansız.
Trafiğe
kapalı cadde de yururken ayaklarının altında yol döşemeleri, sağlı sollu eski taş
yapılar sizi bir anda geçmişe götürüyor.
Sokakta
keyifle yürüyüşünüzü yaparken sizi ilk Aziz Troitsa Kilisesi, çanli saat kulesi
ile karşılar. Sonra meydana geleceksiniz. Kendi halinde köşesinde oturan ve
size birseyler satmak için uğraşmayan sokak satıcıları buraya bir de sevimlilik
katıyorlar .
Bulgaristan'ın
Victor Hugo'su" diye anılan İvan Vazov için yapılan anıt meydanı süsler.
Bulgar
Revival döneminin ünlü aktivistlerinden Neofit Riski nin doğup büyüdüğü ev, tarihi
etnografya evi, inanışlar ve tarihsel merkezi görülebilecek diğer noktalar
olarak dikkat çekmekte.
Buarada
da yine birbirinden farklı yöresel lezzetleri tadabileceginiz yerler mevcut.
Ama benim tesadüfen keşfettiğim, içinin otantik dekorasyonu ile beni mest eden
Castello grill pizza ya uğramanizi tavsiye ederim. ( Yemekleri konusunda fikir
beyan etmek istemiyorum dikkat!)
Şehir
bizde ki kayak merkezlerinden alışık olduğumuzun dışında pistlerden uzakta
kurulmuş. Kayak yapmak için Oteller bölgesinde ki gondol ile Pirin dağına kafelerin
ve liftlerin olduğu bölgeye çıkıyorsunuz.
Burası
Avrupanın en genç kayak merkezleri arasında. Avusturya da düzenlenen Dünya
Kayak Ödülleri Organizasyon da yaklaşık 1 milyon kayak severin oy kullanımı ile
‘Dünyanın en iyi kayak merkezi’ ödülüne layık görülmüş. Dünya şampiyonu Alberto
Tomba nin kayak yaptığı 2600 metrede Tomba ismiyle anılan siyah zorluk dereceli
kayak pistide buradadır.
990 ile
2600 metre arasında değişen değişik zorluk derecelerin de toplam 72 km
uzunluğunda 17 farklı pist vardır.
Gondol
ve liftlerden faydalanmak için yarim gunluk,günlük, 2 ve 3 günlük şeklinde pass
almak gerekiyor. Kayak ve hatta kiyafet kiralamak isteyenler için burada
alternatifler mevcut.
Bu arada
kayak sezonunun en uzun yaşandığı bölgelerden burası.
Şu
an dönüş yolunda yazıyorum bu satirlari. Sabah 10 gibi çıktık yola. Gündüz
yolculuğu sevenlerdenseniz guzergahımız boyunca yeşil tarlalar ve mas mavi bir
gökyüzü eşlik ediyor bize. Son derece keyifli. Bu satirlari okuyup sezon
bitmeden bir kayak tatili yapalım derseniz Bansko yu tercihlerinize
ekleyebilir burada keyifli 3 ,4 gün gecirebilirsiniz.