ERZURUM BUZ TIRMANIŞ FESTİVALİ



Her yıl kayak mevsiminde mutlaka arkadaşlarımızla ayarlayıp gelmeye çalıştığımız Erzurum'a bu sefer buz tırmanışı festivali için geldik. Festivalleri severim genellikle takip etmeye ve katılımcı olmaya çalışırım ancak bu sefer ki tamami ile eş durumundan. Tam bir doğa aşığı olmama rağmen, keyifli olduğundan hiç şüphemin olmadığı bu spor dalı bana bir parca uzak. Ben sanırım suyun sıvı halini daha çok seviyor ve spor olarak hayatıma ekliyorum.

17 ülkeden 26 dünyaca ünlü dağcı ve Yurt içinden150 kadar katılımcı ile 5 gün birlikte olup onların deneyim heyecanını yaşamak gerçekten keyifliydi. Bizim ülkemizde pek tanınmayan bu spor dalının aslında ne kadar da çok meraklısı olduğunu, ellerine fırsat verilince daha nice güzel faaliyetler yapılabileceğini görmek gerçektende güzeldi.

 21 inde başlayıp 26 sında son bulan festival Erzurum’un Uzundere ilçesinde gerçekleştirildi.

 21 inde gelen ekiplerin toplanması ve erzurum gezisi sonrasında kültür evinde yenen yemek ve Uzundere'ye transferimizle son buldu ilk günümüz. Gece geldiğimiz uzundere sabah 6:30 da başlayan günümüze güzel bir güneşle , kaldığımız pansiyonun sahiplerinin sıcak tavırları ve tabii ilçeyi bir çanak gibi saran karlı güzel dağları ile günümüzün güzel geçeceğinin habercisi gibiydi.
 Güzel yöre kahvaltısı sonrasında araçlarla katılımcıların seviyelerine göre yükseklikleri 25 ve 300 metre arasında değişen dört donmuş şelaleye doğru yola çıkıldı. Benim bulunduğum araçla Uzunkavak köyüne gidildi. Köyden yaklaşık 45 dakikalık bir yürüyüş sonrasında 90 metre yüksekliği olan şelaleye ulaşıldı. Ben karın üzerinde zor yürürken katılımcıların koşar gibi dik buz kütlesine tırmanışları başta hayret vericiydi. Tırmanma deneyimi olup buz tırmanışı yapmak isteyenlere ufak workshop ların yapıldığı etkinlikte emin olun izlemek ve onları fotoğraflamakta son derece keyifli oldu. Köy halkının sıcaklığı gözden kaçmayacak güzellikteydi. Isınmak için yakılan ateş, üzerinde yapılan çayın doyumsuz tadı... Anılarımda şimdiden yer aldı bile.
  Başta Tunç Fındık olmak üzere bir çok tanınmış sporcunun olduğu festivalde, Her gün başka bir şelaleye gitme fırsatı, akşamları köy kahvesinde içilen çayın edilen sohbetin tadı bir başka oldu. İlçenin sinema salonunda tırmanışla ilgili sunumlar yapıldı.

 Yazın beklenmedik bir şekilde aramızdan ayrılan dağcı Emrah Özbay'ın adının verildiği eğitim ve uygulama merkezinin açılışı bundan sonra bu bölgede dağcılık faaliyetlerini gerçekleştirmek isteyenlere fırsat sunuyor.

 Son gün Serafen İsimli şelalede rus Stanislav Lobzov Önderliğinde eğitim verildi.

 Yapılmaya çalışılan her yeni festival gibi şüphesiz ki eksiklikler vardı. ancak görülen o ki gerek buyuksehir belediyesinin gerekse festival organizatörünün ve valiliğin festival sonrası için festivali geliştirme çalışmaları gelecek yıllarda bu bölgenin doğa ve spor turizmine önemli katkılarının olacağının habercisi.

Yılın her ayında farklı bir doga güzelliğine sahip yöre gezginlere tarihi dokuları ile de alternatifler sunuyor. Gerek seyirci, gerekse katılımcı olarak bence sizde şimdiden benim gibi hatırlatmalarınıza kayıt edin ve kaçırmayın.